Make ile İlgili Cümleler: Örneklerle Pratik Yapın!

Make ile İlgili Cümleler: İngilizce dilinde sıkça karşılaşılan ve çok yönlü bir fiil olan Make, genellikle “yapmak, üretmek, oluşturmak, hazırlamak, etkilemek, karar vermek” gibi geniş bir anlam yelpazesine sahiptir.

Ancak bu fiil, farklı bağlamlarda ve yapılarla birleştiğinde çeşitli anlamlar kazanabilir. Bu yazıda, "make" fiiliyle ilgili İngilizce cümleler ve Türkçe anlamları örneklerle detaylandırılmıştır. Make ile ilgili olumlu, olumsuz, soru cümleleri ve daha fazlası hakkında bilgi edinmek için okumaya devam edin.

Make Fiilinin Anlamı ve Örnek Cümleler

Make, İngilizce’de çok sık kullanılan ve farklı anlamlara gelen bir fiildir ve genellikle “yapmak, üretmek, oluşturmak, hazırlamak, etkilemek, karar vermek” gibi anlamlara gelir. Make, hem transitive (nesne olan) hem de intransitive (nesne olmayan) olarak kullanılabilir.

Ayrıca birçok phrasal verb (iki veya daha fazla kelimeden oluşan deyimsel fiil) ve idiom (deyim) içinde de yer alır. Make fiilinin Türkçe çevirisini yaparken, bağlı olduğu nesne, zarf, edat veya diğer kelimelerin anlamını değiştirebileceğini unutmayın.

Make, genellikle bir şeyin nasıl yapıldığını, kimin tarafından yapıldığını veya ne amaçla yapıldığını belirtmek için kullanılır. Örneğin:

  • She made a cake for her birthday. (Doğum günü için bir kek yaptı.) 
  • He made this table by himself. (Bu masayı kendi başına yaptı.) 
  • They made a lot of noise. (Çok gürültü yaptılar.)

Make, bir şeyin veya birinin durumunu, niteliğini veya miktarını değiştirmek için kullanılır. Örneğin:

  • This dress makes you look beautiful. (Bu elbise seni güzel gösteriyor.) 
  • The rain made the road slippery. (Yağmur yolu kaygan yaptı.) 
  • He made a fortune in the stock market. (Borsada servet yaptı.)

Make, bir şeyin veya birinin ismini, adını veya tanımını belirtmek için kullanılır. Örneğin:

  • What make is your car? (Arabanın markası ne?) 
  • He made a good impression on her. (Onun üzerinde iyi bir izlenim bıraktı.) 
  • She made history by becoming the first woman president. (İlk kadın başkan olarak tarih yazdı.)

Make, bir şeyin veya birinin neden olduğu sonucu, etkiyi veya tepkiyi belirtmek için kullanılır. Örneğin:

  • This song makes me happy. (Bu şarkı beni mutlu ediyor.) 
  • The news made him cry. (Haber onu ağlattı.) 
  • You made a mistake. (Bir hata yaptın.)

Make, bir şeyin veya birinin yapılması gereken bir eylemi, görevi veya işi belirtmek için kullanılır. Örneğin:

  • You have to make a choice. (Bir seçim yapmak zorundasın.) 
  • She made him do his homework. (Ona ödevini yaptırdı.) 
  • He made a promise to her. (Ona bir söz verdi.)

Make ile İlgili Phrasal Verbs

Make kelimesi, cümle içinde phrasal verb olarak da kullanılabilir. Phrasal verbler, iki veya daha fazla kelimeden oluşan ve fiil anlamı dışında bir anlam ifade eden kalıplardır.

Make fiilinin yanında kullanılan nesne, zarf, edat veya diğer kelimelerin anlamını değiştirir. Make fiili ile birlikte kullanılan bazı yaygın phrasal verb ve deyimleri şöyle sıralayabiliriz:

  • make up: uydurmak, barışmak, oluşturmak, telafi etmek 
  • make out: anlamak, öpüşmek, idare etmek, yazmak 
  • make for: -e doğru gitmek, -e neden olmak, -e yaramak
  • make of: -den anlamak, -den hoşlanmak, -den yararlanmak 
  • make off: kaçmak, sıvışmak, çalmak 
  • make sure: emin olmak, sağlamak, garantiye almak 
  • make do: idare etmek, yetinmek, geçinmek 
  • make it: başarmak, yetişmek, varmak, katılmak 
  • make a difference: fark yaratmak, önemli olmak, etkilemek 
  • make sense: mantıklı olmak, anlamlı olmak, akla yatmak

Make ile İlgili Olumlu, Olumsuz ve Soru Cümleleri

Make ile ilgili cümleleri Türkçe çevirileriyle birlikte hazırladık. Ayrıca, soru cümlesi ve olumlu, olumsuz cevaplarla kısa diyaloglar oluşturduk. İçeriğinde “make” geçen 30 adet birbirinden farklı olumlu, olumsuz ve soru İngilizce cümle şunlardır:

  • Soru: What did you make for dinner? (Akşam yemeği için ne yaptın?) 
    • Olumlu: I made a delicious salad with fresh vegetables. (Taze sebzelerle lezzetli bir salata yaptım.) 
    • Olumsuz: I didn't make anything, I ordered pizza. (Hiçbir şey yapmadım, pizza sipariş ettim.) 
  • Question: How do you make friends? (Nasıl arkadaş edinirsin?) 
    • Positive: I make friends by being kind and helpful. (Kibar ve yardımsever olarak arkadaş edinirim.) 
    • Negative: I don't make friends easily, I'm shy. (Kolay arkadaş edinemem, utangaçım.) 
  • Question: Who made this mess? (Bu dağınıklığı kim yaptı?) 
    • Positive: I made this mess, I'm sorry. (Bu dağınıklığı ben yaptım, özür dilerim.) 
    • Negative: I didn't make this mess, it was already like this. (Bu dağınıklığı ben yapmadım, zaten böyleydi.) 
  • Question: Did you make your bed this morning? (Bu sabah yatağını topladın mı?) 
    • Positive: Yes, I made my bed as soon as I woke up. (Evet, uyandığım gibi yatağımı topladım.) 
    • Negative: No, I didn't make my bed, I was in a hurry. (Hayır, yatağımı toplamadım, acelem vardı.) 
  • Question: Can you make a cake for my birthday? (Doğum günüm için bir kek yapabilir misin?) 
    • Positive: Sure, I can make a cake for you. (Tabii, senin için bir kek yapabilirim.) 
    • Negative: Sorry, I can't make a cake, I don't have the ingredients. (Üzgünüm, kek yapamam, malzemelerim yok.) 
  • Question: How do you make money online? (İnternetten nasıl para kazanırsın?) 
    • Positive: I make money online by selling my products. (İnternetten ürünlerimi satarak para kazanıyorum.) 
    • Negative: I don't make money online, I have a regular job. (İnternetten para kazanmıyorum, düzenli bir işim var.) 
  • Question: What makes you happy? (Seni ne mutlu eder?) 
    • Positive: Reading books makes me happy. (Kitap okumak beni mutlu eder.) 
    • Negative: Nothing makes me happy, I'm depressed. (Hiçbir şey beni mutlu etmez, depresifim.) 
  • Question: How do they make cheese? (Peyniri nasıl yaparlar?) 
    • Positive: They make cheese by curdling milk and separating the solid part. (Peyniri, sütü pıhtılaştırıp katı kısmını ayırarak yaparlar.) 
    • Negative: They don't make cheese, they buy it from the store. (Peyniri yapmazlar, mağazadan alırlar.) 
  • Question: Did you make a reservation for the restaurant? (Restoran için rezervasyon yaptırdın mı?) 
    • Positive: Yes, I made a reservation for two people. (Evet, iki kişilik rezervasyon yaptırdım.) 
    • Negative: No, I didn't make a reservation, I hope they have a table. (Hayır, rezervasyon yaptırmadım, umarım bir masa vardır.) 
  • Question: How do you make a good impression? (Nasıl iyi bir izlenim bırakırsın?) 
    • Positive: I make a good impression by being confident and polite. (Güvenli ve kibar olarak iyi bir izlenim bırakırım.) 
    • Negative: I don't make a good impression, I'm nervous and awkward. (İyi bir izlenim bırakmam, gergin ve beceriksizim.)

İlgili İçerik : Know ile İlgili Cümleler: Anlamları ve Örnekler

Make Fiilinin 2. ve 3. Halleri ve İlgili Cümleler

Make fiili, düzensiz bir fiildir. Yani, zamanlara göre farklı şekillerde yazılır ve fiilinin 2. ve 3. halleri aynıdır: "made". Make fiilinin 2. hali, geçmiş zamanı ifade eder. 3. hali ise, şimdiki veya geçmişte tamamlanmış eylemleri ifade eder. Örneğin:

  • I made a cake yesterday. (Dün bir kek yaptım.) 
  • She has made a lot of friends at school. (Okulda çok arkadaş edindi.)

Make fiilinin 2. ve 3. halleri ile ilgili bazı kurallar vardır.

  • Olumlu cümlelerde, make fiili "made" olarak kullanılır. Örneğin: 
    • He made a good impression on his boss. (Patronu üzerinde iyi bir izlenim bıraktı.) 
    • They have made a decision to move to another city. (Başka bir şehre taşınmaya karar verdiler.) 
  • Olumsuz cümlelerde, make fiili "didn't make" veya "haven't made" şeklinde kullanılır. Örneğin: 
    • She didn't make her bed this morning. (Bu sabah yatağını toplamadı.) 
    • He hasn't made any progress in his project. (Projesinde hiç ilerleme kaydetmedi.) 
  • Soru cümlelerinde, make fiili "did ... make" veya "have ... made" şeklinde kullanılır. Örneğin: 
    • Did you make a reservation for the restaurant? (Restoran için rezervasyon yaptırdın mı?) 
    • Have they made their own music? (Kendi müziklerini yaparlar mı?)

Make ile Do Arasındaki Fark Nedir?

Make ve do, İngilizce’de sıkça karıştırılan iki fiildir. Genel olarak, make bir şeyin yaratılmasını, üretilmesini veya oluşturulmasını belirtirken, do bir şeyin yapılmasını, gerçekleştirilmesini veya tamamlanmasını belirtir. Örneğin:

  • She made a cake. (Bir kek yaptı.) 
  • She did her homework. (Ödevini yaptı.)

Make, genellikle bir sonuç, bir değişim veya bir etki yaratırken, do, genellikle bir eylem, bir görev veya bir işi ifade eder. Örneğin:

  • He made me laugh. (Beni güldürdü.) 
  • He did a good job. (İyi bir iş yaptı.)

Make, genellikle bir isim ile birlikte kullanılırken, do, genellikle bir fiil ile birlikte kullanılır. Örneğin:

  • She made a mistake. (Bir hata yaptı.) 
  • She did well in the exam. (Sınavda iyi yaptı.)

Neler Öğrendik?

Make ile ilgili cümleler sayesinde pratik yapma fırsatı bulabilirsiniz. Make, İngilizce dilinde çok yönlü bir fiil olup, bir şeyin yapılmasını, oluşturulmasını, etkilemesini ve hatta karar verilmesini ifade eder. Yazı boyunca, günlük yaşamda sıkça karşılaşılan durumlar üzerinden örnek cümlelerle konuyu açıklamaya çalıştık.

Ayrıca, make fiiliyle ilgili phrasal verbs, olumlu, olumsuz ve soru cümleleriyle ilgili örnekleri de inceledik. Bu, İngilizce öğrenenler için pratik bir kaynak olabilir. Fiilin düzensiz olduğunu ve 2. ve 3. hallerinin "made" olduğunu da belirttik.

"Make" ve "do" arasındaki farka da değindik, çünkü bu iki fiil sıkça karıştırılır. "Make," genellikle bir şeyin yaratılmasını ifade ederken, "do" bir eylemin gerçekleştirilmesini temsil eder.

Önceki Gönderi Sonraki Gönderi
Yorum yok
Yorum Yaz
comment url