Eat ile İlgili Cümleler: İngilizce'de Yemek Fiili Kullanımı

Eat ile ilgili cümleler ve çok daha fazlası bu blog yazısında sizleri bekliyor. Merhaba sevgili okuyucular, bugün sizlere İngilizce’de en sık kullanılan fiillerden biri olan eat fiilinden bahsedeceğim. Eat fiil, yemek anlamına gelir ve farklı zamanlarda ve cümle tiplerinde kullanılabilir.

Bu yazıda, eat fiilinin anlamını, kullanımını ve örneklerini göreceğiz. Böylece, İngilizce öğrenirken bu fiili daha iyi anlayabilir ve doğru şekilde kullanabilirsiniz. Hadi, eat ile ilgili cümleleri okumaya başlıyalım.

Eat ile İlgili Cümleler

Eat ile ilgili cümleleri bu sefer Türkçe çevirileri ile hazırladık. İçeriğinde "eat" geçen 50 adet birbirinden farklı olumlu, olumsuz ve soru cümlesi.

  1. I eat here. (Burada yemek yerim.) 
  2. Can I eat this? (Bunu yiyebilir miyim?)
  3. Let's eat sushi. (Sushi yiyelim.)
  4. When can we eat? (Ne zaman yemek yiyebiliriz?)
  5. Don't eat too much. (Çok fazla yeme.)
  6. She watched him eat. (Onu yemek yerken izledi.)
  7. Don't eat like a pig. (Domuz gibi yeme.)
  8. I like to eat apples. (Elma yemeyi severim.)
  9. Can I eat my lunch here? (Öğle yemeğimi burada yiyebilir miyim?)
  10. Eat as much as you like. (İstediğin kadar ye.)
  11. I want something to eat. (Yemek yemek istiyorum.)
  12. Do you often eat granola? (Sık sık granola yer misin?)
  13. I don't eat chicken skin. (Tavuk derisi yemem.)
  14. I don't want to eat here. (Burada yemek yemek istemiyorum.)
  15. What did you have to eat? (Ne yedin?)
  16. Eat more fresh vegetables. (Daha fazla taze sebze ye.)
  17. Eat whatever food you like. (İstediğin yemeği ye.)
  18. Can I have something to eat? (Bir şeyler yiyebilir miyim?)
  19. Do you want anything to eat? (Yemek yemek ister misin?)
  20. He had barely enough to eat. (Yemek yemeye zar zor yetecek kadarı vardı.)
  21. I seldom eat dairy products. (Nadiren süt ürünleri yerim.)
  22. He doesn't eat this, does he? (O bunu yemez, değil mi?)
  23. I don't usually eat red meat. (Genellikle kırmızı et yemem.)
  24. Be careful about what you eat. (Yediğine dikkat et.)
  25. I want something sweet to eat. (Tatlı bir şeyler yemek istiyorum.)
  26. She forced him to eat spinach. (Onu ıspanak yemeye zorladı.)
  27. What kind of meal did you eat? (Ne tür bir yemek yedin?)
  28. Why won't my dog eat dog food? (Köpeğim neden köpek maması yemiyor?)
  29. I didn't eat dinner last night. (Dün akşam yemek yemedim.)
  30. I need to get something to eat. (Bir şeyler yemem lazım.)
  31. What did you eat for breakfast? (Kahvaltıda ne yedin?)
  32. You shouldn't eat anything cold. (Soğuk bir şey yememelisin.)
  33. I didn't say it wasn't OK to eat. (Yemek yemenin iyi olmadığını söylemedim.)
  34. What did you eat for lunch today? (Bugün öğle yemeğinde ne yedin?)
  35. Eat your soup before it gets cold. (Çorban soğumadan ye.)
  36. He didn't give me anything to eat. (Bana yemek vermedi.)
  37. My father does not eat much fruit. (Babam çok fazla meyve yemez.)
  38. She got him to eat his vegetables. (Ona sebzelerini yedirdi.)
  39. Is it all right to eat out tonight? (Bu akşam dışarıda yemek yemek iyi mi?)
  40. How do I get my dog to eat dog food? (Köpeğimi köpek maması yemeye nasıl ikna ederim?)
  41. You can eat lunch here in this room. (Öğle yemeğini bu odada yiyebilirsin.)
  42. How do you usually decide what to eat? (Genellikle ne yemek yiyeceğine nasıl karar verirsin?)
  43. I don't eat as much meat as I used to. (Eskiden olduğu kadar et yemiyorum.)
  44. She herself gave him something to eat. (O, kendisi ona bir şeyler yedirdi.)
  45. I feed my dog just before I eat dinner. (Köpeğimi akşam yemeği yemeden hemen önce beslerim.) 
  46. I'm so hungry that I could eat a horse. (Çok açım, bir atı bile yiyebilirim.)
  47. What time do you usually eat breakfast? (Genellikle kahvaltıyı saat kaçta yaparsın?)
  48. I am hungry because I did not eat lunch. (Öğle yemeği yemediğim için açım.)
  49. You can't have your cake and eat it too. (Hem karnını doyurup hem pastanı yiyemezsin.)
  50. I don't like to eat fish with many bones. (Çok kılçıklı balık yemeyi sevmem.)

Eat Fiilinin Farklı Zamanlarda ve Cümle Tipleri

Öncelikle, eat fiilinin farklı zamanlarda nasıl değiştiğine bakalım. Eat fiilinin geçmiş zaman hali "ate", şimdiki zaman hali "eats"", geçmiş zaman hali "eaten", şimdiki zaman hali "eating", gelecek zaman hali "will eat" şeklindedir. Bu şekilleri ezberlemek, cümle kurarken size kolaylık sağlayacaktır.

Şimdi de, eat fiilinin farklı cümle tiplerinde nasıl kullanıldığına bakalım. Eat fiil, olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılabilir. Olumlu cümlelerde, fiilin doğru zaman halini kullanmak yeterlidir. Olumsuz cümlelerde, fiilden önce do not veya does not gibi yardımcı fiiller kullanmak gerekir. Soru cümlelerinde ise, cümlenin başına do veya does gibi yardımcı fiiller getirmek gerekir.

Aşağıda, eat fiilinin farklı zamanlarda ve cümle tiplerinde kullanımına dair bazı örnekler görebilirsiniz:

  • I eat breakfast every morning. (Şimdiki zaman, olumlu cümle) 
  • She doesn’t eat meat. (Şimdiki zaman, olumsuz cümle) 
  • Do you eat fish? (Şimdiki zaman, soru cümlesi) 
  • He ate a lot of cake yesterday. (Geçmiş zaman, olumlu cümle) 
  • They didn’t eat anything for lunch. (Geçmiş zaman, olumsuz cümle) 
  • What did you eat for dinner? (Geçmiş zaman, soru cümlesi) 
  • We will eat pizza tonight. (Gelecek zaman, olumlu cümle) 
  • She won’t eat spicy food. (Gelecek zaman, olumsuz cümle) 
  • Will you eat with us? (Gelecek zaman, soru cümlesi)

Eat Fiilinin İngilizce Deyimlerdeki Yeri

Bu başlık altında, eat fiilinin yemekle ilgili olmayan farklı anlamlar taşıyan deyimlerde nasıl kullanıldığına bakacağız. Bu deyimler, konuşma dilinde sıkça kullanılır ve bazen mecazi veya ironik bir şekilde ifade eder. Bu deyimleri öğrenmek, hem İngilizce anlama hem de konuşma becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.

Öncelikle, eat fiilinin sözünü geri almak, yanıldığını kabul etmek anlamına gelen bir deyimde nasıl kullanıldığına bakalım. Bu deyim, “eat your words” şeklindedir. Bu deyim, genellikle, birinin yanlış bir tahminde bulunduğunu veya haksız bir eleştiri yaptığını göstermek için kullanılır.

  • Örneğin, “You said my coffee business wouldn’t work, but you’ll have to eat your words - it’s been a huge success.” (Kahve işimin tutmayacağını söylemiştin, ama sözünü yemek zorunda kalacaksın - çok büyük bir başarı oldu.)

Şimdi de, eat fiilinin çok kıskanmak, içi içini yemek anlamına gelen bir deyimde nasıl kullanıldığına bakalım. Bu deyim, “eat your heart out” şeklindedir. Bu deyim, genellikle, birinin başarısını, güzelliğini veya şansını kıskanan birine karşı ironik bir şekilde kullanılır.

  • Örneğin, “Eat your heart out, Brad Pitt - I’m dating a supermodel.” (Kıskan kıskanabilirsin, Brad Pitt - ben bir süpermodelle çıkıyorum.)

Bir başka deyim, eat fiilinin birinin eline bakmak, birinin her dediğini yapmak anlamına gelen bir deyimde nasıl kullanıldığıdır. Bu deyim, “eat out of someone’s hand” şeklindedir. Bu deyim, genellikle, birinin çok etkileyici, ikna edici veya otoriter olduğunu göstermek için kullanılır.

  • Örneğin, “He’s so charming, he can make anyone eat out of his hand.” (O kadar çekici ki, herkesi eline yedirebilir.)

Bir diğer deyim, eat fiilinin mahcup olmak, özür dilemek anlamına gelen bir deyimde nasıl kullanıldığıdır. Bu deyim, “eat humble pie” şeklindedir. Bu deyim, genellikle, birinin hata yaptığını veya yanıldığını kabul etmesi gerektiğini göstermek için kullanılır.

  • Örneğin, “He had to eat humble pie when he realized he had made a mistake.” (Hata yaptığını anlayınca mahcup olmak zorunda kaldı.)

Bir başka deyim, eat fiilinin çok yemek, oburca yemek anlamına gelen bir deyimde nasıl kullanıldığıdır. Bu deyim, “eat like a horse” şeklindedir. Bu deyim, genellikle, birinin çok iştahlı olduğunu veya çok yiyebildiğini göstermek için kullanılır.

  • Örneğin, “She eats like a horse, but she never puts on weight.” (At gibi yiyor, ama hiç kilo almıyor.)

Son olarak, eat fiilinin birini parçalamak, birini yerden yere vurmak anlamına gelen bir deyimde nasıl kullanıldığına bakalım. Bu deyim, “eat someone alive” şeklindedir. Bu deyim, genellikle, birinin çok sinirli, saldırgan veya acımasız olduğunu göstermek için kullanılır.

  • Örneğin, “If you don’t do your homework, the teacher will eat you alive.” (Ödevini yapmazsan, öğretmen seni parçalar.)

Bu yazıda, Eat ile ilgili cümleler, eat fiilinin anlamını, kullanımını ve örneklerini gördük. Umarım bu yazı, sizin için faydalı olmuştur. İngilizce öğrenirken, bu fiili doğru şekilde kullanmaya çalışın. Böylece, İngilizce konuşma ve yazma becerilerinizi geliştirebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Hoşçakalın.

Önceki Gönderi Sonraki Gönderi
Yorum yok
Yorum Yaz
comment url